"Bak bir varmış bir yokmuş boğaziçinde,
Bir yumurta patlarmış ellerimizde..."
Sanki öğrenciler bir zafer kazandı Boğaziçinde,Ankara SBF de!...
Sanki onlardan başka kimsenin derdi değilmiş gibi uğruna savaştıkları şeyler!
Sanki aynı Başbakan değildi işçiye ters yapan,memura bağıran,çiftçiye siktir çeken,medyayı tehdit eden...
Herkes susmalı değil mi?
Okumaya gittiği sanılan çocukların yaptıklarına bak!
Ders dinlemek isteyen okumak isteyen çocuklar,60'larda olduğu gibi korku yaşamak zorunda mı ki tekrardan kaynatılıyor üniversite öğrencilerinin kazanı?
Hepsi solcu çocuklar,hemen hepsi komünist!Belki çoğu TKP li...
Sokaklarda kaldırım taşlarını söküp cam çerçeve indiren,polise taş,molotof kokteyli atan!
Peki dava kimin davası?
Sadece onların değil mi?
O hükümet değil mi,her mezun iş bulmak zorunda mı diyen,niye herkes öğretmen olmak istiyor bir sürü işsiz öğretmen varken diyen ve okullarında hala öğretmen açığı bulunuyorken?
Üniversitelere sivil polis sokan,en ufak örgütlenmeyi fişleyen,daha şehre giremeyen eylemci öğrencileri şehrin girişinde karşılayıp joplayan polislere emir veren hükümette mi aynı değil?
Aynı hükümetin atadığı yavşak (Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü) değil mi 17 yaşında ki kızın o saatte dışarda ne işi var diyen?
http://www.internethaber.com/universiteli-kizin-barda-ne-isi-var--311099h.htm
Kim söyledi hatırlamıyorum şimdi,ilk yumurtalı eylemden sonra şunu söylemişti;
-YUMURTA mutfağımızda çok önemli bir yere sahiptir.. kimi yemeklere katıldığında "terbiye" eder!-
Bizim demokrasimiz hep kendi sınırlarımızın içinde demokrasidir!Kendi çizdiğimiz sınırlar aşıldığında demokrasi yerini saldırganlığa,terbiyesizliğe ve hatta bölücülüğe bırakır!
Bu zamana kadar her hükümet kendi "DEMOKRASİ"sini dayattı!"İsterseniz şeriatı bile getirirsiniz"diyen bile oldu!Gerçi ülkeyi bu söylevi icra edenlerden korumaya gelip, demokrasiyi yerleştirecek olanlar da,bunu söyleyeni kendi "demokrasi" kavramları çerçevesinde idam ettiler o ayrı!...
Dövülen,itilen kakılan,dayaktan çocuğunu düşüren,karakoldan ağzı burnu kırılmış olarak çıkan ama yılmayan,tepki koyan,bağıran,küfreden...Çoğu belki benden küçük kimisi ağabeyim ablam yaşında,kimi yaşıtım;ellerinizden öpüyorum...Bir gün başkaldırı üniversitelerden dışarı çıkarda şehrin sokaklarına dökülürse eğer,sizinleyim!
Başkaldırılar,mücadeleler,eylemler ve hatta devrimler önce üniversite koridorlarında başlar sonra üniversite avlularına,sonra sokaklara caddelere tüm şehre...İşte o noktada sizi bekleyenler var unutmayın!Ellerinde jopu olan da var,elinizden tutup aranıza girmek isteyen de!
Şimdi korkudan zangır zangır titreyen dudaklarında küfürler olan hükümet,yumurtayı yiyin beyniniz çalışsın,diyor!Haklılar ama yumurta çiğ haliyle daha verim sağlarmış!O sebepten bi daha ki sefere tam beyinlerini nişan alın!
Biz dayak yiyerek büyüdük,
Evde babadan,ağabeyden!
Sokakta bahçesinden erik koparttığımız bahçe sahibinden!
Okulda öğretmenden,teneffüste yaşça büyüklerden!
Daha da askerde konutandan yiyeceklerimiz sırada bekliyor!
Velhasıl polisin attığı dayağı geçmişin bir yansıması,gelecekte ki asker zamanlara bir hazırlık olarak görebilir ve bunu da yutabiliriz...
Bazen yüksek ses huzur getirir...
Şimdi buram buram korku kokuyor siyaset!
Sayenizde...
Ve devamı ümidiyle...
http://www.youtube.com/watch?v=8yZFLoD2mys
Eyvallah.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder