Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

2 Mart 2010 Salı

BU NE BİÇİM HİKAYE BÖYLE...

Bir ara içim geçmiş dalmışım...Bir aradan kastım gece 22:30 suları...Gözümü açtım saat 02:05 derhal tekrar uymaya meylettim ama nafile...Uykum benden kaçtı...Benim uykum ne zaman kaçsa ben üzülürüm.Sanki karım beni terk etmiş gibi hissederim...Sebebi uykuya olan düşkünlüğümden ve uykunun dengesizliğinden...O kadar dengesiz ki,çoğu zaman gitmesi gereken yerde oturduğu göz kapaklarımdan kalkmak bilmez ve daha çok daha da çok çok seviştirir kendiyle.Her yere geç kalmalarım uykuyla olan benzersiz sadist ve benzersiz hipnotik seksimizden kaynaklanır...Yatakta gayet iyi bir partnerdir kendisi ve yatakta iyi olan bir partneri kimse yatakta öylece kendi halinde bırakıp yataktan çıkmamalıdır...Ben de hep öyle yaparım,onu hiç bırakıp gitmem...
Dar bir sokakta yürüyordum,tabanları taş döşeli sokakları,topraktan yapılmış,kapı ve pencereleri koyu kırmızı ve koyu mavilerle boyalı evleri vardı bu sokağın...Hayran hayran yürüyüp bir taraftan da aklıma tecavüz etme kararları alıyordum,fotograf makinem neden yanımda değil diye...Elimi cebime attım,sigaramı da yanıma almamıştım.bir küfürde bu sebeple ettim aklıma.Ama ruyadayım dedim...Ozaman problem yok,uyanana kadar sabrederim...Böylelikle ruya içinde ruyada olduğumu farkedip bu güzel sokağın tadını çıkara çıkara yürümeye devam ettim...Aklımdan ertesi sabaha uyandığımda neler yapmak istediklerim bir bir akıp geçiyordu ama muhtemelen sabaha hiçbirini Hatırlamayacaktım.Umursamadım...Çünkü sokak çok güzeldi,büyülenmiştim...Sürekli küfür halindeydim böyle bir sokağın fotograflarını çekemeyecek olmama...Baştan sona boydan boya sütlü kahve bir sokak düşünün,daracık daracık,kızların misket yuvarlayabileceği,kızlara koca vermeyen kocaman kocaman kadınların yaşayabileceği bir sokak...Evler kilden yapılmış ve Göreme evleri gibi heybetli ve bir o kadar kendi halinde... Tek bir insanın olmadığı,sarı ışıklarla aydınlatılmış...Seyirlik bir sokak...Derken ekran kararmaya renkler koyulaşmaya ve yavaş yavaş grileşmeye başlamıştı ki kafamı sağımdaki evin koyu mavi ve hafif eskitilmiş penceresine çevirene kadar...Esmer bir kadın...Gözleri çimen yeşil...Kollarını dayamış pervaza,göğüsleri dayanmış kollarına,kocaman...Üzerinde beyaz bir gömlek...Gömlek ipek...Yanlışlıkla bir bardak su dökmek istiyor insan üstüne...Göz göze geldik aniden...Dolgun ve kıpkırmızı dudakları gülümsedi...Ben de...İçeri gel dedi bana...Etrafıma baktım...Kimse yoktu...Bana demişti evet...Kalbimin atış hızı arttı,sesi kulağıma kadar geliyordu;pat pat,pat pat...
Kadın duymasın istedim,bilmesin heyecanımı...Tam kapısına yöneldiğimde,diğer pencereler açıldı,hepsinden aynı yaşlı kadın çıktı...Gözleri üstüme dikildi hepsinin...Kalın ve tahriş bir sesle bana bağırmaya başladılar:
-Girme,girme,girme,girme...
Aynı ritmle söylüyorlardı...O cennet bahçesi mekan,o huri edalı kadın,o sokağa hayranlığım...Birden kabusa döndü...Kadın bana gel diyordu...Diğerleri girmeee...Kaçmaya başladım...Arkamda bıraktığım çimen yeşili gözlerin sahibi esmer kadın aklımdan çıkmıyordu ama kaçıyordum...Koştuğum yollar boyunca pencereler açılıp aynı yaşlı kadınlar bana,girme,diyordu...Sonunda sokağın sonuna yaklaştım...Yaklaştıkça bembeyaz bir ışık beni karşılamaya başladı...Bir an ruyada olduğumu hatırladım...Ve bembeyaz bir ışığa koşuyordum...Ölüyor muydum?Ama o an bu düşünceyi atıp kafamdan,ışığa yürüdüm...
uyandım...
saat 02:05...
Bok vardı uyanacak...
Tekrar uykuya dalmayı denedim.Uykuya dalıp aynı ruyaya devam edecek ve gerisin geri koşup o güzelin evine girecektim...
Uyuyamadım...
Sigara yaktım hemen...
İlk fırtta öksürük tuttu...
Şimdi aklımda o kadın var...O güzel sokağın güzel kadını...
Ruyalarımın kadını...Yine gel beklerim...
...
Eyvallah...

4 yorum:

  1. Aynı tipte yaşlı kadınlar.İlginç bir korunma yöntemi! etkili olduğu kesin!

    YanıtlaSil
  2. aga çok iyi!

    YanıtlaSil
  3. kardeşim takip etmiosun demekki bak blog u :S daha yeni görüosun

    YanıtlaSil
  4. Bebeğim ben kendi bloguma bile girmiyorum ne zamandır.Öperim takipçinim reyiz!

    YanıtlaSil